Bu hikayenin iki baş kahramanı vardı..Birbirlerinin olmaya söz veren , hep birlikte olacaklarına söz veren iki kişi..Şans eseri tanışmışlardı..Kaderdi bu, başka bir açıklaması yoktu ki..Kadının aşık olduğu şehirde tanışmışlardı..Ama adam da çok seviyordu o şehri sonra öğrenmişti kadın..Birlikte başka bir şehirde dolaştıklarında söylemişti adam o şehri ne kadar sevdiğini..''Benim de en sevdiğim şehir o şehir , aşık olduğum şehir..Aşığı olduğum şehirde aşık oldum sana..'' diye geçirdi içinden kadın..Yanında olmasına inanamayarak yeniden..Onu ilk göründüğü an bile onunla olmayı o kadar çok istemişti ki..Bir yabancının , başka bir yabancıya karşı hissedeceği şeyler değildi bunlar..Ama onlar yabancı değillerdi ki zaten..Uzun yıllardır tanışıyorlardı..Hatta sanki hep birliktelerdi..Evet çok istemişti o adamla olmayı..Ama olmayacağına o kadar çok inandırmıştı ki kendini..Saçmalama demişti kendi kendine..Gideceksin 2 hafta sonra , daha tanımıyorsun bile onu..Hiç konuşmadınız bile..Uzak şehirlerde..Nasıl güvenirsin ki olsa bile?..Yılda üç kere görerek nasıl yürütürsünüz bu ilişkiyi?..Haklıydı aslında hiç inanmamıştı onunla olabileceğine..Hiç bu kadar şanslı olacağını düşünmemişti..Belki de bu yüzden birlikte olmuşlardı..Hani derler ya..'En güzel şeyler hiç beklemediğiniz anlarda gerçekleşir' diye..Öyle olmuştu gerçekten..O kadar saf şeyler hissetmişti ki kadın..İlk dokunuşunu ellerinin birbirine ,heyecanla anlatmıştı arkadaşlarına..Aylar sonra birlikteyken konuştuklarında adam da anlatmıştı kadına ellerinin birbirine değdiği ilk anı..Nasıl hatırlayabildiğine şaşırdı kadın..Hiç düşünmemişti hatırlayabileceğini..Çok mutlu olmuştu ama o anları konuşurken..Saçını bir kere maşa yapmıştı mesela kadın..Adam o gün kadının üzerinde ne olduğunu bir nefeste söylediğinde de çok şaşırmıştı kadın..Nasıl biliyor ki demişti kendi kendine..Sanki bilemezmiş gibi..
Birbirlerini ilk gördükleri günü konuşmaktan da her zaman çok büyük keyif alıyordu kadın..İlk gördüğünde kadını neler hissetmişti adam..Konuşmadıkları zamanlarda..O gün arkadaşlarıyla aralarında konuşurlarken neden bahsediyorlardı aslında?..Soramamıştı o zaman..Birlikteyken bunları konuşmak çok mutlu ediyordu kadını..O ilk bakışmalar,adamın ismini öğrendiği an..Aslında hiç böyle biri değildi..Cafe de gördüğü bir adama aşık olacak,onunla konuşacak biri değildi..Ama o adam çok farklıydı hissetmişti sanki kadın..Neden tüm cafenin içinde ilk onu görmüştü ki?..Neden onun gözlerine takılmıştı gözleri..Sadece ilk gördüğü an bakabilmişti adamın gözlerine..Sonraları bakamadı hiç..Utandı hep çekindi..Çünkü baktığında adamın gülümsemesini görüyordu..Korkuyordu kapılıp gitmekten o gözlere..Çok etkilemişti çünkü adamın gözleri kadını..Adamın gözlerinin yeşilinde kaybolmaktan korkuyordu..Çünkü bir kere takılı kalsa ayrılamayacaktı o gözlerden,biliyordu sanki..Adam kadına bakmadığı zamanlarda bakıyordu kadın,adama..Bakmak değildi sadece aslında izliyordu kadın adamı..Bir daha göremeyeceğini düşünüyordu çünkü..Son kez bakıyım diyordu..Bir daha nerede göreceğim ki..O kadar inanmamıştı kadın adamla olabileceğine..Kabullenmişti daha doğrusu..Kabullenmek zorundaydı çünkü..Olamazlardı ki birlikte..Hangi adam tanımadığı bir kadınla 3-4 ayda bir görüşecek olduklarını bile bile bir ilişkiye başlardı ki..
Zaten ilk tanıştıklarında adam,kadının 10 gün sonra gideceğini öğrendiğinde..Çok geç tanışmışız demişti kadına çaresizce..Sessiz kalmıştı kadın gene..Hep sessiz kalıyordu adamın yanında ilk tanıştıklarında..Bir keresinde sormuştu hatta adam neden konuşmuyorsun diye..Cevap verememişti kadın..Ama senin yanında dilim tutuluyor,normalde çok konuşurdum da seninleyken seni dinlemek bana yetiyor konuşmayı unutuyorum diyemezdi ki zaten..Nasıl desin..Yemek bile yiyemiyordu kadın, adamın yanında..Sadece nefes alıyor,duyuyor,hissediyordu..Bir insan bir insanı nasıl böyle etkileyebilirdi ki?.İnanamıyordu kadın, adamın yanında hissettiklerine..Hissetmiyor gibiydi ama çok yoğun şeyler hissediyordu aslında kadın..Sadece anlamlandıramıyordu içindeki hisleri..Böyle şey gibi bir şey diyordu her seferinde ama o 'şey'in ne olduğunu söyleyemiyordu ilk zamanlar..Daha sonra anladı..Aslında 'şey' kelimesiyle aynıydı harf sayısı o kelimenin de..Aşk'tı..Kadının daha önceleri bulamadığı belki de bulup söylemeye cesaret edemediği şey..Ama sonraları anladı ki kadın..Eğer aşkı yaşamak,doyasıya yaşamak istiyorsa kendini aşka bırakması gerekiyormuş..İyi yada kötü..Bıraktı da kadın..Adamla olduğu günden sonra ne hissediyorsa onu yaşadı kadın engellemedi kendini,tutmadı..
Adam hayalleriydi kadının..Sadece hayallerinde birlikte olabileceğini sanmıştı adamla..Hiç tahmin etmezdi hayallerindeki adamla bir gün hayaller kuracağını ama oldu..Birbirlerinin hayalleri oldular..Aralarında kilometreler de olsa birbirlerini sevmekten hiç vazgeçmediler..Çünkü gerçek sevginin,aşkın her an görüp,dokunmadan sadece hissederek de yaşanacağını anlamıştı kadınla adam,birbirlerini tanıdıktan sonra.. Ne kadar uzakta olursa olsun benimle olsun diyebilmekti aslında gerçek aşk..Bu iki kahramanda uzaklıkları bile bile birlikte oldular ve birbirlerinin olmaktan asla vazgeçmediler..Her gece farklı şehirlerde,farklı yataklar da,her an birlikte olacakları günlerin hayallerini kurarak uykuya daldılar....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder